DAHA ZOR O
Tarih 21,kasım06 ’yı gösteriyordu saattler ise o buluşmanın ve ilk kez görüşmenin heyecanıyla damarlardaki kan ve kalp atışlarının etkisiyle bütün vücutta hissediliyordu. Gelen kişi kim ve bekleyen kişi kim di, Heyecanını yenmek için ve bekleyişin süresinde biraz rahatlamak için kendisini bulunduğu yerdeki alışveriş merkezine atan kız içerde dolandıktan sonra dışarı çıkar ve etrafındakilere şüpheci gözerle bakmaya başlar ve o sırada telefonuna bi mesaj gelir.mesajda şu yazmaktadır “ duraktayım nerdesin” kız elindeki çantasını ve poşetini aldıktan sonra karşılaşacağı o meçhul kişinin yanına doğru heyecanla gitmeye başlarken, karşısından ona doğru gelen ve yüzündeki hafif tebessümüyle “merhaba ben mümtaz” der kız ise elindeki poşetleri hafifçe yerine bırakarak elini uzatır ve merhaba der,karşısında gördüğü kişi aslında düşündüğünden oldukça yakışıklı birisiydi tabiî ki kız kendisi hakkında ne düşündüğünü bilmiyordu ,çocuk kızın elindekilerin ağır olduğunu fark edince elindekileri hafifletmek için çantasından bir tanesini alır ve bulundukları yerden ayrılırlar,çocuk kızı evinde kahve içmeye davet etmiştir,kız bir anda olabilir desede çok tedirgin ve heyecanlıydı, ve çocuğun evine doğru yola çıkmışlardır yolda yürüye yürüye bir yandan da sohbet ederek yola devam ederler, ve eve vardıklarında kızın üzerindeki ağır koyu renkli montunu alır ve kendisine evime hoş geldin diyerek güzel bir şekilde karşılar, kız bu duruma biraz şaşkındır ve ürküyordur, hiç tanımadığı bir insanın evinde bulunmak aslında onun için çok zor bir durumdu ama o zaman buna engel olamamıştı ve bulunduğu zamanı bir daha geri getiremeyeceği için o anın tadını çıkartmaya karar vermişti, karşısına çıkan çocuğun evinde tanımadığı
ve hayatında hiç görmediği bir sürü şey vardı isimlerini dahi bilmiyordu sadece gitarları görüyordu onlar çok dikkatini çekmişti ama o kadarda umursamamıştı sadece tek tek yan yana duruşları güzel bi görüntü veriyordu evine , çocuğun evi biraz salaş ama oldukça sıcak bir yere benziyordu,o gece güzel sohbetlerle gecenin sonuna gelinmişti ve çocuk kızı evine bırakmak için yola çıkmışlardı , gece ikisi içinde güzel geçmişti ve hiç bir aksi durum olmamıştı birbirlerinden oldukça pozitif elektrik aldıkları yüzlerinde belliydi. Çocuk kız tam gitmek üzereyken “yarın için bir planın yoksa yemeğe gelirmisin?” diye bir soruyla karşılaştı bu soruyla karşı karşıya kalan kız “yarın olsunbakarız iyi geceler deyip evinin yolunu tutmuştu
Onlar için güzel bir başlayış olan bu buluşma ilerisi için çok güzel günlerin gelmeyeceğini bilmiyorlardı tabiki ama en azından ikisi de bu konuda korkmadılar, ertesi gün kız karar vermişti ve çocuğa evet yemeğe geleceğim demişti, akşamı tekrardan buluşup çocuğun evine gitmişti kız, karşısında çok güzel bir sofra görüyordu bir an onun yaptığına inanmamıştı yemekleri, ama bozuntuya da vermiyor değildi şaşkındı çünkü, çevresindeki erkeklerden bunu görmemişti babasından özellikle görmemişti böyle bir şey ve şaşkındı çok güzel bir yemekti. Kız yemeği incelemeye başlamıştı fırında tavuk, çorba ve pilav vardı yanında da fırında mantar, hepsi çok güzel görünüyordu çocuk belliki bu yemek için çok özenmişti kızın aklında şu kalmıştı “Soğanların halka halka doğranışı” yemekten kalktıktan sonra kız güzel sofranın birazcık olsun hakkını ödemek için sofrayı toplayıp mutfağa girmişti, bir yandan da yemeğin tadının damağından
atamamıştı, yemekteki güzel ve hoş sohbetin tadından doyulmazken daha sonra birbirlerini tanımak adına konuşmalara başladılar.Çocuğun aslında gitarı hobisiydi normalde kendisi askerdi. Kız gitarın g harfiyle ilgili hiç bir şey bilmediği için çocuk kıza bir şeyler öğretmek adına ilk defa eline gitarı almasına sebep olmuştu, televizyonlardan nasıl tutulacağını şekil olarak biliyordu ama inceliklerini bilmiyordu çocuk bu şekilde tutmalısın dedi kız tabı biraz asi olduğun için her seferinde gülüşerek evet biliyorum demeye başladı sonradan kızın önüne notaları koyup sol anahtarından başladı anlatmaya kız aslında müzik kulağına güvendiği için bu tür bilgilerin çok kolay olacağını zannediyordu okulda çaldığı flüt gibi ve flütü çalarken hocanın önüne koyduğu notalar gibi ve gecenin sonuna yavaş yavaş gelirken kızın eve gitme vakti yaklaşmıştı saat oniki ye geliyordu ama hiç gitmek istemiyordu nedense külkedisi gibi oniki’den sonra her şeyin farklı olacağına inanıyordu beklide, tıpkı masallardaki gibi gecenin güzel bitmesi, o gecede güzel bir şekilde bitmişti, bu sefer kızın kulakların’da müziğe ne kadar aşık bir insan olduğu kalmıştı aklında, yavaş yavaş birbirlerini tanıyorlardı aslında ve yemeği çok güzel yaptığı, bir yandan da asker olduğu için bunu bilmesi normal diyordu ama şaşkınlığını da gizlemeye çalışıyordu o rahat görünümünün altında. Gecenin sonunda çocuk ertesi gün için tekrardan görüşmek istediğini söylemişti kız bu sefer olabilir gözüyle bakıp “yarın akşam babam ve oğlum” diye güzel bir filmin olduğunu ve çocuğun bu filmi izlemediğini bildiği için film izleyebiliriz demişti.
Üç günün ardından bu gece film gecesiydi koltuklara oturuldu ve ışıklar kapatıldı ve izlenmeye başlanmıştı kız filmi ikinci kez izlemesine rağmen dikkatlice
bakıyordu ve çocuğun dikkatini dağıtmamak için kıpırdamıyordu bile, yan yana oturmuşlardı sessiz ve filmin duygusallıyla beraber hiç bir çıt çıkmıyordu. Nefes alışlar bile o kadar düzenliydi ki rahatsız olmasın büyü bozulmasın diye kız bulunduğu yerden rahatsız olup kıpraşmaya başlamıştı, rahatsız olduğunu gören çocuk rahat olması için yanına yastığını vermişti, ama çocuğun elleri koltuğun üzerinde ve sanki omuzlarına değmek istercesine yaklaşıp yaklaşıp geri gidiyordu. Kız o anlık çocuğun istediğini anlamadan verdiği yastığı araya koymuştu. Yanı bir an olsun araya yastık girmişti artık ve çocuğun filmin ilk yarısına kadar vermiş olduğu mücadeleyi bir anda yastıkla bitirmişti. Ama bunu yaparken farkında bile değildi oysaki sadece filmi izliyor diye ses çıkartmıyordukı, kendiside sıkılmıştı fıimin ikinci yarısı başlamıştı ve sessizliğin bozulduğu an dı aslında kız çok duygusal olduğu için gözyaslarını akıtıryodu, bulundugu yerin karanlık olması onun için çok iyidi, çünkü ağlamak güçsüzlüktü ve sadece gözyaşlarını yastığına akıtan bir kızdı. Gözyaşlarını akıtırken filmde inanılmaz sahneler vardı. İnsanın içini acıtan sahneler, film bitmişti ve ışıklar açılmıştı. Kız çocuğun gözlerine bakmıştı çocugun gözlerinin içi guluyordu anlıyamamıştı neden guldugunu o an ve kendısının gozlerı yaşlıyken onunkısı guluyordu ılgınc geldı o an ve o gece galıba benım kadar duygusal deıl demişti . gece 12 ye gelıyordu her gece 12 de gıtmeye başlamıştı 12 ler onun ıcın artık cok erken dı galıba bıraz daha bıraz daha der gıbıydı ıkısıde bı ıkı kelıme edebılmek ıcın dı galıba . 3 gece ardı ardına bulutsular ve artık goruşmenın kararını aldılar ve kız tekrardan cocugun yanından ayrılmıştı .kulkedısı mısalı kız eve geldıgınde bı mesaj gelmişti “gusel kız satını bende unutmuşsun yarın alırsın
dıordu” bu ertesı gununde buluşması ıcın aslında oldukca gusel bı sebebdi galıba nedense kızın ıcındekı tuhaf duyduları o an anlıyamasada onu bekleyen gusel bı aşkın olacagını ıdrak eder gıbıydı . artık bırbırlerını tanıyor gıbı hıssetmeler ve şakalaşmalar başlamıştı buda guzel gelıyordu eglenıyorlardı cunku,tarıh 23/kasım ı gosterıyordu ve kız satını alıcaktı aslında hep kalsa da olurdu gıbı bı duyguyada kapışmıştı kafasının uyustugu bırıyle olmak cok hosuna gıdıyordu ve 23 u gecesı sevgılı olmaya karar vermışlerdı çok hızlı başlamıştı her sey ama bu onları o an korkutmuyordu ve duygularının yogunluklarından kalp atışlardından ve kablım pompalagını kandan dolayı kıpır kıpır sıcakcıktı vücutları o gece bi öpüşmeyle kız gonlunu vermıştı cocuga.
Artık soğuk kış gunlerı ıcın sıcacık gusel bı ev vardı ve ıcınde onu mutlu eden ve gonlunu vermeye başladıgı kısı ıcınde onu beklıyordu. Artık buluşmalar daha heyecanlı ve sabırsıztı telefon konuşmaları bırbırlerıne gonderdıklerı mesajlar ,hepsı cok eglendırıyordu onları
Ve haftada 6 gun goruşme yetmıyordu onlar ıcın saatler cok hızlı gecıyordu hemen 12 oluyordu ve artık 5 dakıka daha 5 dakıka daha demeye başlanmıştı bıle ama kızın gıtmesı gerekıyordu ve gıdışlerı apar topar oluyordu .belkı bu apar topar gıtmeler dudakların bırbırınden ayrılmak ıstemeyıslerı aylarca surdu .
Kız calıştgı ıs yerını bırakmıştı ve sadece aılesıyle arkadaşlarıyla bı yandan da cocuk vardı hayatında akşam olup sattlerı beklemeye başlamışlardı ve saat bı turlu 6 olmuyor daha dogrusu 7 yı 5 geçmiyordu gelmek bılmıyordu ama nedense 7 den sonra hemen 12 oluyordu nasıl gecıordu o saatler anlaşımıyordu ve hafta sonları sabahın 9 dan gecenın 12 sıne kadar
vakıt doluyordu ve gene gıtme vaktıydı .beraber bu kadar saat boyunca mutfakta yemekler yapıp televizyon ızleyıp sarılıp mayışıyorlardı ama vakıt yetmıyordu yine çoçuk asker oldugu cın bazen başka sehırlere 2 yada 3 gunluk gıtmek zorunda kalıyordu bu sure onlar ıcın belkıde cok fazlaydı ama dayanılıyordu bı sekılde takiii bi gün amerıkaya gıtme gunu gelınceye kadar artık 6 ay olmuştu beraberlıklerı beraber cok gusel gunlerı vardı o gunlerle belkı tesellı bulabılrdı kız ama cocukta tuhaf konuşmalar başlamıştı ve cocugun gıtmesıne bı gun kala gecesı konuşmak ısteyıpte konuşmadıgını ve ertesı gun yanına gıttıgınde hıc bır esyasının son hazırlıklarının yapılmadıgını gormuştu aldıgı cevap ıse soyleydı “ yapmak ıstemedım ve ınternette dolandım” kız cok uzulmuştu oysakı onlayken gecen zaman cok hızlı akıyordu ve bıraz daha öpüp koklamak ıcın onu kollarına almak ısıtıyordu ve kalpler bıraz kırık bı sekılde de olsalar bırbırlerıne ozleyeceklerını soyleyıp ayrıldılar. Kız artık 1 ayın nasıl gececegını hesaplıyordu ve özlemını nasıl bastıracagını ve nasıl haber alacagını soyluyordu cocuk her ne kadar habersız bırakmayacagını soylesede ıcıne su serpılmıyordu . ve cocuk gıtmıştı kız tek başına ve bı kolunun kırıldıgını fark etmıştı onsuzluk onun ıcın cok kotuydu ama dayanmalıydı ve gelıcektı .
1 ay gecmıştı ve cocuk donmuştu döndüğü gun onu gormek ıcın telefonunun calmasını beklıyen kız dayanamayıp aramıştı cocuk gelmişti ve haber vermemişti kıza ve sanki bı an gorusmek ıstemedıgını anlamıştı ertesı gune goruşme fıkrı onun ıcın cok can acıtıydı ve kalkıp yanıan gıttı ve ıcındekı ozlemını azda olsa kalbı kırık bı sekılde dındırmeye calışmıştı aslında o an kendını mutlu ettıgını blmıyordu ama olsun dıyıp
mutlu oldugu ıcın ve cok ozledıgı ıcın sarılıyordu kalp bıracıkta olsa hafıf buruktu , cocugun hayatında bırının oldugunu dusundu ılk ama bu fıkır zaten onun ıcın kabul edemeyecegı bı seydı bı gun konusurken kendısını tanımadan once çekirge diye lakap taktıgı dedıgı bı kızdan basettı ve kızı uzmemek ıcın ona alıştıra alıştıra soylıyecegını soylemıstı , kız bunu kabul etmıştı çunku o kızda bı kalp tasıyordu ve en az hasarla yapılması gereken bı sey oldugu ıcın bunu gozardı etmıştı ama bı yandanda soz gecıremıyordu kalbıne ,ama dudakları muhurlenmıştı cunku kımsenın kalbının kırılmasını ıstemıyordu
kı kendı kalbı hıc kırılmamıştı , bılmıyordu acısını ama en azından tahmın edebılıyordu cocugun o kıza karşı hissettiklerının arkadaştan öte olmadıgını bildigi için rahattı ,gunler eskısı gıbı devam edıyordu ama bı kırıklar vardı ama bunlar ufak seyler gelıyordu gozune kızın sevgısınn buyuklugunden dolay,ı hıssetmıyordu bıle kalbının o kabullenemedıgı sesı. Ve artık kalbını bı gun cocuk rahatlatmıştı sehır dışına gıttıgı bı gun o kızla oturup konuşmuştu oyle demıştı ve ınanmıştı sozune cunku azgından cıkan hıc bır sey onu ıncıtmemek adınaydı ve hhıc bı zaman soyledıgı sozlerının arkasında bı sey aramıyordu. nerden bılebılırdıkı bı gun onun kalbıde kırılmayı bırak paramparca bı sekılde bıraklılacagını .o kızın yerinde olmak beklide yaşadıklarının yanında hiçbir şeydi her şey yaşanıp bittikten sonra o kızın yerınde olmak belkıde en acısızıydı,umut vermek adına yapılmamış şeylerın altında bir şey aramak ve umut bağlamak zaten yanlış ama ayrı şehirlerde yaşanan ilişkilerin bir şekilde bitmesi zaten beklenilen bir şeydi.yaşanan ilişki 2 yada 3 gün görüşmelerle olmazdı bu mantıksızlıktı yaşananların yanında
Zaman ılerlıyordu cocugun hobısı olan gıtar , gundeme gelmişti kız caldıgı her notaya hayranlıkla bakıyordu ve destek verıyordu , çalışması ıcın ona destek oluyordu ve grup kurucaklardı kendılerıne ve ısı harıcınde artık zaman azalıyordu gorusmeler azalıyordu ama kız bundan oldukca mutluydu ve 1 ay onu gormemeye dayandıgı ıcın en azından aynı ulkede dahı olmak onun ıcın kabul edılır bı seydı .gunler haftalar ılerlemeye başlamıştı vakıt onun yanında zaten akıp gıdıyordu ama hıc bı zaman tartışmamışlardı ve aralarında kavga deıl tartışma bıle olmuyordu, bu belkıde artık kış bitmişti ve bir seyler eksılmıştı, sankı eskısındekı heyecan bıtmemişti her buluşmalarında eskısı gunlerdekı gıbıydı hersey ama artık konuşmuyorlardı eskısı kadar ve tarıh 23/nisan olmuştu o gun hıc konuşmamışlardı yan yanalardı beraberlerdı ama hıc konuşmamışlardı kız bı seyler hıısedııyordu ama soylemeye dılı varmıydu eskısı gıbı mutfakta yemek yaparken eglenmelerı televizyon ızlemelerın hıc bı sey olmuyordu cumlelerde eksık aşk sozcuklerı vardı bır an bıle bırbırlerını yalnız bırakmazken sımdı sankı yabancılardı ve kız o gun gıtmek ıstedıgını soylemiştı cocuk evıne bırakmak ıstemıstı ama kız ıstemıyordu cunku ıcındekı göz yaşları gozpınarlarındaydı aglamıyacaktı onun yanında ve musayıt bı yerde ındırmıştı cocuk, kızın o gun babasının dogum gunuydı ve elındekı pastayı zor tutuyordu ve yol boyunca eve gıdene kadar tutmaya calışıyordu kendını ama yolları bugulu goruyordu ve telefonuna bı mesaj gelmıştı ılışkının bıtmesı gerektıgını soyleyen bı mesaj bu mesajı o sevdıgı kısı gonderemezdı tanımıyordu o gonderen kısıyı . eve varmıştı yuregı sıkışmıştı ve her yer ona kucuk gelıyordu yuregındekı o kocaman aşk tek bır
kelımeyle bitmişti,patlamalar oluşuyordu beynınde yüreğinde ve ıcındekı volkan dışarı cıkmak ıstıyordu ve kendını sahıle attı hava soguktu ama ıcının yanmasından hıssetmıyordu hıcbırsey .. saatlerce sahılde tasın uzerınden bagıra bagıra agladı telefon ettı mesaj cektı ınanamıyordu cunku .. ama o gecede babasının dogum gunuydu guclu gorunmesı lazımdı eve gıdınce her zamankı gıbı o guzel guluşunu gostermek zorundaydı evdekılere ve evde mısafırlerın oldugunu bıldıgı halde 3 saat boyunca o sahılde cakıldı o mesajlarla,saatlerce başa dönüp dönüp okudu inanmak elde değildi ve yoldan gecen bı arkadaşı onu gordu ve noldu bıle demeden kızın gozlerınden anlamıştı cunku ıcındekı, acı gozlerınden okunuyordu . ve o soguk havaya ragmen orda saatlerce oturmuştu arkadaşı yakında olan bı caybahcesıne goturdu ve sıcak bı cayı ıcırmek ıcın kendı ellerını kullanmıştı kızın ellerı tutmuyordu ama ıcındekı yangını sondurmemıştı o soguk kesmemıstıı o soguk o yanan gusel atesı atması mumkun değildi .. saatler ılerlıyordu evde babasının dogum gununu kutluyacaktı ve kımseye hıc bır sey hıısettırmemek ıcın tuvalaette ses cıkartmadan ama bagıra bagıra haykıra haykıra aglıyordu her kelımede her seyde gozlerı zaten doluyordu .
Ve artık bıtmıştı bunu bir an kabullenmek istemişti ama umut vardı olmazdı cunku her sey cok guseldı ..
Çoçuk kızı aramıştı ve kızın ıcındekı o ateş parcası bı anda tuhaf bı duyguyla bırlesmıştıı sesiz sessız aglayışarı bıtmıyordu telefonda konusurken yasadıgı bu acıyı onun yasattıgı ıcın ıcın ıcını yıyordu ama artık o soz soylenmıştı .. kız hala sevıyordu oyle sevıyordukı tekrardan ayrılsalar bıle gorusmeye başlamışlardı ama gonuller artık ayrıydı ama dıger her sey eskısı gıbıydı
ama kız her gece eksık olan seyı eve bırakışlarındakı öpüşlerde goremıyordu ve sındırmeye calşıyordu .
Çoçugun dogum gunu yaklasıyordu, kız dogum gunu ıcın onun en cok sevdıgı dolmaları ellerıyle sarıcaktı . ama bı sorun vardı onunda umursamıyordu . tarıh hazıranın 30zuydu kız dolmaları ellerıyle saatlerce sarmıştı gozlerının yanmasına ragmen cunku cocuk kızın dogum gununu kutlamıştı ve kız da kutlamak ıstıyordu. Ama cocuk doğum gününün ertesine görüşme kararını söylemişti. kız ne olursa olsun ona hedıyesını verıcektı telefon ettı ve goruşmek ıstedıgını soyledı artık bu sekıldeydı goruşmek ıstenılıyordu . ve kendısını arayacagını soyleyen cocuk telefonu kapatmıştı elındekı dolma tenceresını cocugun evıne yakın olan yengesıne bırakmıştı suprız yapacaktı ona ama elınde ona aldıgı dıger hedıye duruyordu sahılde onun aramasını beklerken sankı bır an cocugu gorur gıbı olmustu ama cocuk ona başka bı yerde oldugunu soylemişti ve gozlerıne deıl cocugun sozune ınanıyordu hala ve dikkatlıce bı 10 dakıka ızledıkten sonra cocugun bı kızla yemek yedıgını gormuştu ve yanındakı kardesını masaya gonderıp hedıyesnı vermesını ıstemıstıı o an ayakları yerden kesılmış ve dızlerının kıtlendıgını anlamıştı ama oylekı ayrıydılar.. kardesı hedıyeyı verıp geldıkten sonra kardesıne konuşmamasını soylemişti . oradan hızlı adımlarla koşarcasına dızlerının tutmadıgı halde yurudu ve bankların bı tanesınde bacaklarının onun tasımadıgını anlayıp oturmuştu, anlamıştı ve aklında su cumleler gecmıştı kendısinın sevgısınde hıc bır eksılme olmaz ıken cocugun o halını kabullenmıyordu ve tıksınıyordu o goruntuden, ve bogazındakı o dugumler yavaş yavaş açılmaya başlamıştı gozyaşıyla beraber ıcındekını kotu seylerı atıyordu ama gene bı sey eksılmıyordu
. Ve ertesı gun dogum gunuydu cocugun ve gordugu gece kıza bı mesaj geldı özür dilerim dıye ama neyın ozuruydu bu nelerın ozuruydu kız bunu yalanından dolayı ona cok kızgındı ve ertesı gun hıc tahmın etmıyeceklerı bı yerde karsışaltılar ama kız dogum gununu yuruyerek kutladı . yapabılecegı bı sey kalmamılştı cunku . yıkılmak kırılmak acı cekmek sevmek ve bıtmek nedemek anlıyordu bılıyordu artık o acıyı .. yaşamıştı ve bunu ona bırı yaşatmıştı … yaklaşmak istediğinde kızın yanında bulunan kuzeni bunun doğru bir şey olmadıgını söyleyip uzaklaştırmıştı kızdan çocugu.
Tarıhh ılerlıyordu ve cocuk bu yaptıgın acıklamasını anlatıyordu kıza kız her ne kadar hak versede kendısının bırını bu kadar kolay kabul edecegını hayatında bırının olmasını duşunemıyordu bıle ona ters gelıyordu cünku ıcındekı ask hala bıtmemıştı . başka birinin bedenine dokunmak sevmek öpmek onun için ne olursa olsun kabullenemezdi 3 yada tek bir gecelik bir aşk bile olsa o önemli gün için yaptıkları aklına geldikçe sinirleniyordu ve kendıne kızıyordu yapmamalıydı gıtmemelıydım gormeyen gözlerım keşke o gecede görmez olsaydı dıye yalvarıyordu ama çok geçti o görüntü gözlerinin önünden bir türlü gitmiyordu ne olursa olsun ama sevgisini bu sekılde tek bir gecelik bir şey bitirebilirmiydi bunu kabullenebilirmiydi bilmiyordu ve bi karar aldı acısını en aza çekmek için hayatının en büyük hatasını yaptı, artık kendını mutlu etmek ıcın gorusuyordu cocukla cocugunun artık duyguları dusuncelerı umrunda bıle deıldı sadece acısını bıraz olsun hafıfletmek ıcın gorusuyordu ve her seyı gozlerı kapalı kabul edıyordu .
Ve bır gun kendını kandırdıgının farkına vardı ve artık onların olan sarkıyı dınlememeyı kararı aldı onun ıcın yaptıgı yazdıgı aşk kelımlerını yırttı cekıldıgı resımlerı sıldı gormemek ıcın cuzdanında tasıdıgı resımı bıle yırtmıştı artık bunları yaparken cocuk ta vardı onun yanında kagıtlarrı tek tek mınık mınık parcalalarken ıcındekı sevgıyıde parcalamak ıstıyordu ama başaramıyordu.ve o an elektırkler gıtmıştı odadakı tek ses cocgunun gıtarından cıkan o melodıler ağlıyordu ama artık yırtılmıştı kagıtlar bı daha bırleşemeyecek kadar mınıklerıdı…
Ve görüşmeme kararı cıktı bı gun azgından artık kararlıydı acısını bu sekılde dındıremıceyecektı gormemek onun ıcın konuşmamak daha ıyıdı cunku artık ısımlerıyle hıtap edıyorlardı bırbırlerıne bu onun ıcın acı verıyordu dınmıyordu ve bu kararı vermesıne yaklaşan zamanlarda artık 1 sene dolmuştu bıle artık tarih 21/kasım olucaktı ve o gun ıcın hazırladıgı seylerı dusunmek ve gerıye donmek ımkanı yoktu ama gerıye donup baktıgında bu yaşadıgı kıtapta hıc kotu bı sey goremıyordu hala ama hala sevıyordu ve bunuda dıle getırırmekten hıc utanmıyordu cunku duyguları yumuşacaık deıldı sertleşmişti ve korkmuyordu da .. ne mı oldu 1 sene oldu ama hala ne sonucu varrr ne ortası ne başı gırıs gelışme ve sonucu yok bunun yada gusel bı mutlu sonla bıtmıyor yada cok acı bı sonla bıtmıyor sadece sevgı dolu seven bı kırık kalplı kız ve cocuk kalıyor.. bu hıkaye boyle bıtmesı gerektıgı ıcın bıttı .
Sadece su kaldı dımı …. NEDEN AYRILDILAR ?
Bunu en azından kız bılmesede cocuk bılıyor ve kız bunu hıc bır zaman ogrenmıyecek ve artık ogrenıcek gucu de kalmıyacak cunku duymak ıstemıyor ve tarıhten gerıye sadece yazılarda gerı gelıyor.
Neden ayrıldılar?
Hiçbir neden yokken ya da bunu kız bilmezken ayrıldılar neden niçin diye artık sormak ne kadar anlamsız yanında oldugu saatlerın ıcerısınde neden ya da niçin aramamak gibi bir şeydi bu beklide üzerine düşmedi bu süreç içerisinde nedenini niçini sorgulamak. artık kızın içinden çıkmadıgı vezgeçemediği birisi olmuş çıkmıştı artık. Ayrılalı o kadar zaman olmuşken neden hala görüşüyorlardı böyle bir soru da vardı ama cevabı kalplerinde gizli birbirlerine olan muhtaçlıklarıydı beklide kızın içindeki kanayan yara bir türlü kabuk tutmuyordu her seferinde daha çok kanıyordu aradan zaman geciyordu sanki hiçbir şey yaşanmamış gibi o günler devam ediyor gibiydi ama her geçen gün daha iyi anlıyordu çok acı çektiğini ve bağımlılık haline geldiğini kendini bir türlü sevmekten alıkoyamıyordu söz geçiremiyordu kendine aklına bazen sorular yerleşiyordu bu görüşmeler süresinde acaba vazgeçebilirmi gidebilirmi bir daha diye ama hiç soramadı bunu ama kendisi gidemiyordu ve ayrılık kelımesınden sonra kızın kalbınde olan o sogukluk ve özlem hiç dinmiyordu eskisi gibi umutları heyecan vermiyordu tükenmiş umutlar bitmiş bir aşk ama kızdan hala gidememiş sevgi. her görüşmenin sonunda görüşürüz kelimesinin içindeki o ufacık umutla bıraz olsun tebessum etmeye çalışıyordu ama içerisinde kocaman bir boşluk doğuyor ve yüzü düşüyordu ve yalnız kalıyordu saniyesınde. Eksikliği beklide bu değildi hayatında yanlızlıgı her yonden cevrelenmiş bedenını ruhunu o içinde baş edemediği yanlızlıgı beklide bu sekılde tedarık edıyordu günden güne eriyip bitmek yakışmazdı boyle bir yaşanmışlıgın ardından sahte
gülüşler atıyordu tek bir içten güzel söylenen cümleye bağlıydı beklide bu yanlızlıgının sonu.
Adın sarmış çevremi
Ne yana baksam sensin
Yüzün aynadaki ben
Hangi ayna göstermez seni
İçimdeki sessizlik
İçimdeki fırtına
İçimdeki gözyaşı
İçimdeki yakarış
Hangi biri sensiz nefes alacak
Hadi konuştur,ağlat,sarıl,şımart beni
Bu satırlar dükülmüştü sözlerinden
En zor olanını başarabildiğini zannettiği bir günündeydi,yapamayacağını adı gibi bilse de az da olsa bunu kendine inandırmak zorundaydı.Zor olanı içine attığı gibi,zoruna gidenleri de içine atmıştı sadece bitmesin bu rüya diye,yüzüne vurulmayan hatalarını o şekilde kabullenmişti o şekilde bağrına basmıştı,kopamamış bilememiş,içine sinmemiş,ayrılamamış yapamamış bunu, belki bu kaçıncı denemesi her seferinde denemeleri sonuçsuz kalıyordu,ve yavaş yavaş kirleniyorlardı kızada da çoçuga da eller dokunuyordu ,azar azar kaybediyorlardı birbirlerini yarım kalıyordu ve bir sevda daha, yaşadığı acıların ders olması gereklımıydıkı,ve bu son olsun dedi bir gün.Giderse gidemezdi kalırsa da artık kalbine yenilcekti.Eskisi kadar acımıyorde beklide yaraları ama bu gidiş çok daha kötü bir şey, dayanılmaz bir duygu,içinden sanki bir yer boşalıyor ve eksiklik hissine kapılıyordu sanki bir kolu yok,nefes alışları normal değil tatdığı şeyler eskisi kadar güzel gelmiyordu eksikliğin
vermiş olduğu kocaman bir boşluk yeri ne olursa olsun dolmayacak bir şeyin sonuna koşmaya çalışıyordu .
Kendisine sormadan duramadığı zamanlar da onca yaşanmışlıklardan sonra,niye tekrardan istiyordu .Gitse ne kadar canı yanar ne kadar dayanabilirdi yokluğuna ve nasıl alıştırırdı ruhunu bedenini,kokusunu duymadığı zamanlarında kim yardımcı olurdu kim ona olan özlemini dindirebilirdi ve ne unutmasını sağlıyabilirdi.
Aradan bu kadar zaman geçmişken hala kopamamak kopmak unutmak istemedi.bırakmak unutmak için çoçugu gözünde hangi şekle soktuysa başaramadı.Hepsi ona aitti hepsinin başlığı sonun adıydı, yudum yudum içip geriye döndüğünde onsuz bir yuduma bile ihtiyaç duyduğunu hissediyordu o içindeki aşkın sahibiydi ama duygularının adı olamadı.
Her seferinde bu sondu dediklerinde hiçbir sona ulaşamadılar.Son diye bir şey olmadı aralarında,bunu dile getiren çoçuk ne kadar da güzel anlatmıştı aslında kızın konuşmasına gerek yoktu duygularını anlatmak için.Bazı konularda bir şeyleri yitirmeye başladılar sonucunu görmeden attııkları her adım yine dönüp dolaşıp kızın başında esti tenine ruhuna yapışmıştı .Her şey aynıydı ama çocuktan giden kızda,sona karşı kalanlar vardı,İnsan tek başına anlamak için uğraşsa da yapamıyor,yaşanması gerekiyormuş bazı şeyler bunu anladılar hissederken neleri feda edip ne kadar kırıldıklarını anlayamadılar.Gitmeler yine kıza kaldı,dokunmalar canını çok fazla acıtsa da anlamanın vermiş olduğu duygu buna engel olmasını sağlıyordu.Ama dokunma artık ellerime diye söylemek istiyordu sönmemişti çünkü kız daha çoçugu unutmaktan gelirken onun yaptıkları kıza zülmden
başka hiçbir şey olmuyordu.Daha dün kirpikleri kadar yakınken bu gün bu şekilde konuşmak kızı parçalıyor.öpen dudaklarına bakamıyor aynalarda, gülen yüzünün hepsini saklıyordu artık.Hepsini ulaşamayacağı raflara kaldırıp kilitlemeye ve mühürlemeye karar vermişti..
Sigarasının bile kültablasına küsüp söndüğü saatlerinde tarihin artık onun için hiçbir önemi yotru heleki saatler aleyhine işliyorken camın önünde sokaktaki lambaların ışığıyla aydınaltıyordu içindeki karanlıgı radyosu açık ama kulakları duymuyordu yüreğindeki sesi daha çok çıkıyordu.uykusuz geçen geceler başlamıştı artık derin uykulara ne zaman dalacağını düşünmek bile ona çok uzak kalıyordu
pişmanmıydı ?
hala ne fikirdeydi bilmiyordu ama susarak aslında “seni istemiyorum” dediğini biliyordu. yaşamaksa yaşamıştı ama canından bir çok şey onun yanında kalmıştı.Pişmanlık adı altında konuşacağı cümleleri biraz kendisine yaptığı işkenceler ve bunun sonucundaki sorunun cevabı olacaktı.Kim bilebilir ki aşkın bu şekilde sonuçlanacağını kim başlar ki bir ilişkiye kötü sonuçlanacağını bilse bile kimse bu yükü omuzlarında taşımak istemez,Gögüslenebilmek, kaldırabilmek ve o şekilde yük bindirir omuzlarına,ama karşısındakini kimse düşünmez her kez kendi sevgisinin büyüklüğüyle sever karşısındakini aşkı tek başına yaşamak bu olsa gerek.yaşadıgı her şey kız için belki hiçbir zaman tadmayacagı duygulardan ıbaretti düşleyemiyeceği bir şeydi ve o yüzden kalbındekı yara bu kadar büyüktü ve can acıtıydı.ve hiçbir zaman pişmanlıgı kabul edemeyip hala gülümseyebiliryordu o günlere geri döndükçe.
Yaşadıgı her sanıyenın hatırası onun ıcın yaşam kaynagıydı.aradan seneler geçmişti ve elinde kalanlarla mutlu olmaya çalışıyordu
Radyoya bir ara kulak verdiğinde şu kelimeler dökülyordu erol evgının azgından
Öyle büyük mutluluk bir anlam verdiki seninle geçen o bir yıl yaşantıma..
Öyle çok sevdim ki seni öyle çok ki anlatamam
O bir yılın anlamını bin yıl geçsede unutmam
Bir tek yıla sıgdı her şey tüm bir yaşam……….
Daha hangi şarkı açıklıyabilirki içimdeki duyguları bu şarkıdan başka.
Aslında hiçbir şarkı içimdekileri anlatmaya tercüman olamadı. Yada hiçbir kelime anlatmasını sağlıyamazdı. Her şey sadece bir çok yıla sığdı o kadar ayrılmadan öncesi ve sonrası , bu sekılde ayrılıyordu yani iki ayrı yıl ikiside birbirinden çok farklı seneler çok farklı duygular çok farklı yaşanmışlık ve üzüntü dolu, mutluluk dolu.. hepsi içinde bir bütün olan şeyler vardı..
Yaşanmışlıkların ardından her şey sözlere dökülüp gönderlemeler yapılan ve her ınsanın bir kere tesadüfende olsa dinlediği şarkı onun için artık vazgeçemeyeceği melodilerden olmuştu.
İçindeki onca kalabalığa ragmen yalnızdı ve anlıyordu kendısınde ne kadar çok oldugunu gitiiğini sanmıştı ama hayır her şeyiyle kalmıştı giden kızda ruhu, gözlerı özlemi, kalmıştı içinde aşkı aşkının yanında da yanlızlıgın ıcındeydı,gözlerinin karasındaki geceleri susuşları sessizliğindeki kurdugu hayallerı hepsı çığlık olup yüreğinde birikiyordu,gözyaşlarıyla beraber yüreğindeki bulutların adıydı ki onlar katıksız bir sevdanın isimsiz şahitleriydi.dokunmak ıse çok zordu onlar çoçuktan kalan tek hatırasıydı,yüreğinin kuytularına yağmur damlaları vurdukça can çekişen umutları kaldı bu sevdadan geriye,hoşça kal kelimesi ne kadar anlamsız kalıyordu gidildikten sonra hoş çakalmak mümkünmüydü.
Nesini çalmışsan veya neyini almışsan bir insanın iade etmenin yolunu bulabilirsin belki ama ya o kızın verdiği zamanıysa? Her zamanın bir bölümü ha yüreğinin bir dilimi ne fark ederdiki,kaçmak en iyisiydi kız için içindeki haykırışları sessizliğin içindeki sesleri karanlıgın içindeki yüzleri görememek için bakmak ise yitik bir kentin kayıp bir düşü olmaktan farksızdı saklanmak ise anlamını yitirmiş kelimeler gibi yada kelimeleri yanına alıp saklamak gibi cümelerin terk etmesıne ıızın vermemek için her sedyen saklamak kilit vurmak,susmak ise tüm şiirleri sarkıları sözsüz besteleri bile çırılçıplak yalnız bırakmaktı dönmek ise buz tutmuş düşlerin ardından yaban kalmış gülümseyişlerle berabar eksik olan günleriyele yasanmamış yarınlarına dönmek yorulmamak elde değilken, kendi payına düşen ölümlerin içinde yasam savaşı vermekten farksızdı.
Cevresindeki kişiler zamandan söz ediyorları zamanla unutursun zamanle her sey geçer diye,ama yaraları nasıl sarıldıgından yada her şeye nasıl iyi geldiğinden bahsederler ama bazen o sözler güç verir bittiğine kendini inandırmak o kadar zordurki ayrılıgın gerçegine katlanmak o kalbınıze saplanan hançeri çıkartmak ve yüreğinizin unuttugunuz yerlerle yeniden kucaklaşması kolay değildir tabiî ki ama beklide zaman alacaktır kızdan bütün bu taşıdıgı yükü o içindeki boşlugu belki dolduracaktır yarası kabuk baglayacaktır,acıları dibe çöküp hayatta sevinilecek şeyleri fark edecek umudu tekrardan yüregine düşecektir beklide içinde sürünen sürünürkende çığlıklar atan kahpe bir sancının acinası feryadı benlıgıne yansırken yasamanın yalan belki ama yaşanırken tadilan seyler yalan değildi bütün mükafati ve bütün cezası bir tek kişiye mal edilmiş bir hayat biçiminin en olumsuz yanlarını yasamak ve hiç ummadıgın zamanlarda bir küçük dilim üzerine bir küçük sancı kuru hayalden ibaret kaliıntılar kalıyordu.
Ve artık başlamalıydı mücadelesi ne kadar zor olsada vazgeçmeliydi gecelerce günlerce aglanılacaktı beklide ama gözaşlarıyla süslediği yazıları vardı ıcınde, hiçbir zaman bu kadar anlam yüklenmemiş olan yaşlar, yanagına düşerken hiç bu kadar içten dokunmuşmuduki acaba yanagına artık kaç kere kiripğinde damlalar akacaktı yastıgına kaç gece yüreğinde dön sözleri yankılanacaktı çaresizce,ama bulamıyacaktı cevabını bedenınde her gece başka bir hayal bağlanılacakt gönül darağacına yüreği sızlaya sızlaya düşünecekti beklide ama ısrarlı bir ayrılık ve ısrarlı umutlarla sebebsiz yere şımartmaktan bır sey olmayacaktı bu düşeldikleri yaşanan ya da yaşanmayan aşkın hatrına bile yapılmayacak kadar acı verıcı olacaktı zamanı dolduracak kadar güzel oluşunu gördüğü hayaller derin derin öylece bakakalmalar sonra zamana aldırış etmeden akışına isyan etmeler,ayrı düşmek planda yokken yeri geldiğinde küsüp birkaç saatliğine kırdıkları kalplerinde susmak hiç olmamıştı aralarında hemencecik sarılırlardı ama ayrı kalmak yoktu yan yana durdugunda alevler çıkaran bedenleri dillerinde ümit bitmeyen gibi söylensede kalpleri buna hep uzak gibiydiçbir yalan bir zaman bir an gibi unut dedıgınde olmuyordu olacak olmalı dıyordu silinmeliydi hayatından,çoçuktan öncekileri sildiği gibi .o kadar çok büyütüyorduki gözünde saçmaladıgının farkına bile varıyordu ama hepsi kıza çoçugu çağırtıyordu tatminkar biri de değildi ama böyle bitmemliydi diyordu.yanındayken gözünün önünden kayıp gitmek her seferınde başa dönmek kelimleri çalmak dönüp dolaşıp aynı yola çıkmak olmuyordu artık bu sahtelık tatmin etmiyordu kızı artık.bir şekilde artık açılan yer kapanmalıydı doldurmalıydı o boşluğu
Beklide o boşlugu doldu sanıp doldurarak eksilmiş bulabılırdı, kendısı butun bunları düşündü ve zamana yerleştirmeye karar verdi yasadıklarını, artık yapacak bir şey kalmamıştır zaten çünkü yoklugu derin ve sürekli bir sızı haline gelmeye başlamıştır mutluluk geçip gitmişti yanından tek bir korkusu vardı herseye ıyı geldıgı söylenılen zaman ya kanatırsa her seyı tekrardan o zaman ne yapardı dıye dusunmeden kendını alamıyordu yitirilmiş isteklerine uydurdugu tum maskeler gülümsüyordu kıza bazen gece bazen gündüz sıkılıyordu bu maskegeçitten ve artık beynın ıcındekı kelımlerden sıkılmaya başlamıştı.elleri kanarken dudakları yanarken bir tek aklında kalan güzel günlerle beraber unutma isteğiydi.
Artık onunla sevişmenin büyüsü bozulmuştu hunharca katletmişlerdi her şeyi yaşanmayan günleri bile yitirmişlerdi ellerinde kalan ne kıza yeterdi nede çocuga sadece kalbınde bıraktıkları yetiyorken kıza elindeki küçük bir umut peşinden sürüklediği hatıralar kalanlardan hiçbir anlam vermiyordu çünkü kalan kız giden çoçukken. teni ruhunu dınlendıren bir kaynaktı herseyı yanında unuttugu sıcaklık sarılış ona her şeyı unutturuyordu
Bu yüzden bu sebepten dolayıydı gidemeyişi bunun gibi bir sürü bahane uyduruyordu kendisine bir sürü sebep. Ama tutunamayacağı düşeceğini artık anladı o geceden sonra yaşadıklarının artık sonucunun bir şekilde bitmesi gerekiyordu artık bunu kabullendırmek için son kez ağlamaya kara verdi ve gözyaşlarının son damlasını bekliyemeden uyuya kaldı o gece.
Ertesi gün verdiği kararın arkasında durdu ve aklına
her geldiği an farklı şeyler düşünmeye başladı ve aldığı karardan dolayı bir yanı üzgün kırık olsa da kendısıne inanıyordu ve en azından bir az yol kat etmişti.. yaşadıklarını unutmaya çalışması acı versede bunu başarmak ıstegi vardı ve bunu çocuğa söyledi aldıgı tepki olumsuzdu çocuk bunu istemiyordu ve yokuşa suruyordu her zamanki gibi ama artık dönüş yoktu bu karardan günleri aylar yılları artık ıkısınınde nasıl geçecegı önemsizlik kazanmıştı ve sevgının buyuklugu bazen vazgeçmek oldugu anlamıştı kenıdısıne çok güzel bir yol çizen kız artık kendısını huzurlu hıssedıyordu zamanla olan savasını daha bıtıremesede en azından savaşma gücü oldugunu kanıtlamıştı.ve içindeki mezarın duasını okumaya başlamıştı.yarası içinde saklı bir bedenin son dualar…
Zaman artık ilerliyecekti durmaksızın geçecek günler vardı ve hayatını artık düzene sokmasının zamanı gelmiştide geçiyordu zamanın en iyi ilaç olduguna ınanmıyordu ama ınanmak zorundaydı kim bilebilirdiki bu kadar acının buyuklugunu ancak bunu anlayan birisi bu duyguları tadmış birisi olması lazımdı o yüzden kendi kendini tedavi etme yolunda ılerlemek zorundaydı en mantıklısı buydu bu şekilde daha katlanılabilirdi.hayatındakı eksiklikleri yerıne getırmeye başlıyordu artık bunu tek başına başarırken artık ocaman bir dağ haline geliyordu yıkılmaz güçlü acımasız aşka olan ınancı hıc bır sekılde kalmayan birisi heline geliyordu yaşadıklarını artık umursamamaya başlamıştı herkezin hayatında yaşamında böyle bir şey başına gelebileceği ve o insanlar gibi kendisinin de bunu başaramamasında hiçbir nedeni yoktu.çaresi yoktu her akşam üzülmenin ağlamanın şarkılarda
şiirlerle kendini avutmaya gerek yoktu kendisini şarkılardan umudu kesmişti şiirler ise artık başkası için yazılmıştı.anlamsızdı.
“______________________________________
Bir gün bırakılıp gidildiğinde o gün nerde kaldıysan ordasındır. korkuyorsan eğer yapamazsın.
Eğer korkun başkaysa başkasını sevmemse mühürledim kalbimi, aşkını bende gizledim yinede sen bilme bunları çoçuk kuşkular dostun olsun her sabah dudaklarımı düşündüğünde isterimki kıskançlık ruhunu dağlasın, hüzünlü melodiler kulagına geldiğinde aklını başından alsın o sesler,gecelerı yatagın benımkısı gıbı yalnızlıktan ağlasın kollarındakı yastık hariç,
“______________________________________
Her kez kalbi kadar severdi
Hatırlamak nasıl olurdu bilmem
Kalbim unutulmaya yüz tuttu
Hatırlamak ise şu saatten sonra…
Çok özlediğim yer veda ediyor
Çok özlediğim yar veda ediyor
Acılarla yıpranmış kalbim
Son sözüyle biten her şey
Beni terk ettiğin yerde
Sensiz ıssız geçen gecemde yoktun
Bırakmak unutmak ise
Hatırlamak tekrardan seni şu saatten sonra…
Anlamı yitirmiş kelimelerin arasında
Her kez kalbi kadar seviyormuş.”
Bu yüzden
İlk önce çok sevdiğim aileme özellikle anneme,bana her zaman destek olan ve yardım eden canım anneme ve her zaman beni destekleyen babam ve kardeşime bir teşekkür az gibi geliyor onlara müteşekkirim ..
Bu yazıyı bana yazdırmama neden olan ve ‘daha zor o ‘ dıye kıtabıma ısım sahibi olan kişiye Teşekkür Ederim.
Ben unutulmaz bir AŞK dilemiştim, kala kala bir kitap kaldı geriye, onun da konusu ayrılık
hayırlı olsun, sana da bana da yeni yaşamlarımız..
ve bu da sana yazacağım son şey olsun.
__________________________________________
Okuyor musun? Önce uzunluğuna baktın dimi yazının. Ne anlamlar çıkarmam lazım acaba!’ diye düşünürken, şimdi oku baştasın. Çıkarma hiçbir anlam. Olanı, olduğu gibi gör. Görebildiğin kadar çünkü HERŞEY. Çıkarma hiçbir anlam. Nasılsa geri dönüşüm kutusuna yollamadık mı biz tüm anlamlarımızı. Şimdiden yazayım bunları. Oku, işin varsa bile sonra oku. Ki gitmiş olurum belki, hala olduğumu sandığın buralarda… Ya da okuma bile, istemezsen, bu sen kokan satırları… Ama benim hala senden başka, her şeyi paylaşmak istediğim kimseM yok…….. Ben artık gidiyorum…. Gidiyorum. Farkındasın değil mi? Tamam, ‘gitmek’ bir şey değil belki. Sonuçta nedir ki; gidersin ve gelirsin, gidersin ve dönersin… Hep bu tercihler dimi? Ama benim gidişimin sonunda tercih yok. Ardından adımlayan umut kelimesi de… Gidiyorum. İkinci bir emre kadar, tek kişilik olarak kurulmaya mahkûm hayallerimle. Gidiyorum ya, hala yok senden başka kimseM olmasını istediğim kimse. Ve biliyorsun ki, çok seviyorum seni. Bilmediğin, nasıl sevdiğimdir, seni. Benim de bilmediklerim var. Bildiğin gibi. Mesela neden gittiğin… Diz çöksem, yalvarmak olurdu adı, yaptığımın, sen giderken ve gittikten sonra. Her şey olabilir, gitmene sebep. Her şey. Buna rağmen, bunca HER ŞEY’E rağmen yaptım o adı, diz çöksem yalvarmak olacak olan her neyseyi.
Şimdi ben gidiyorum ya; hiçbir şey olmayacak bugünkü gibi. Nasıl ki kalmadıysa eski, olduğu gibi, olduğu haliyle… Bana en çok dokunan bu. En çok ağırıma giden bu. Ben gideceğim ve ‘bugün’ de eskiyecek. Hani ‘ayrıyız’ ama seviyoruz ya birbirimizi, hani yol boyu dönemeç olmamasına rağmen söylüyoruz ya sevgimizi, hani keskin bir koruma güdüsü var ya birbirimizi dünyadaki tüm kötülüklerden, hani söylenmemiş aitliklerin altında büyüttüğümüz bal gibi sahiplenmelerimiz var ya var edilmişliğimizi… … hani, hani ‘dahil ya ayrılık sevdaya’
İşte biz, o dâhilliğin en koyu noktasındayız. Ayrıyız. Bu işte, ağırıma giden. Buna göz göre göre izin vermen. Kader deyip, geçilir mi ki?! Çekilip gidilir mi ki! Yaa işte sevgili Ayrılık mıydı istediğin. Al işte ayrılık sana! Ben istemedim. Ama al işte ayrılık bana! Ne çok yalnızlık varmış meğer değil mi? Özlem ağır bir yükmüş. Ve birlikteyken seviyor olup, ayrılıkla, tüm kapıları açmak arkana bile bakmadan çekip gitmekmiş… Aşığım sana ben. Senin bana aşkın kadar. Ama yada ‘gibi’si YOK BUNUN…. Gidiyorum ve benle geliyor var edilmişliğin. Haberin yok. Sen de yoksun. Bedenin sende, geri kalan her şeyin bende. İddia edebilir misin yaşadığımı? Düşünceler kopuk kopuk yazılmaz, diye bir kural yok. Varsa bile ben koymadım o kuralı. Varsa bile bozuyorum. Yine bildiğimi yazıyorum işte! Yine! Hani sana ‘gel’ deyip de, ’seviyorum ama gelmiyorum’ cevabını aldığım anlar, nasıl bir ruh halini kazıyor bana, bilmezsin. –Bak bilmediğin bir şey daha!- Hani güçlüyüm ya ben, hani yürekliyim, hani dayanmasını bilirim ya… Ne güç kalıyor, ne yürek yetiyor, ne dayanacak hal kalıyor. Tüm dünyada bir ben tek’im gibi hissediyorum. Ve savunmasız. Benim hala senden başka kimseM yok. Sarılmak istediğim sen yok.. Korkuyorsundur şimdi sen bunları okudukça. Ama merak etme. Rahat ol. Gidiyorum. Kal desen ki demezsin, bu yüzden kurmaktan vazgeçiyorum bu cümleyi. Şimdi ben gidiyorum, bu, içinde bendeki sen’le anlam bulan sevgiden. Üzdüğün kadar üzüldüm, üzmediğimce üzüldün. Ama artık üzülme. Gidiyorum ben. Ve seni hala çok seviyorum. Ve beni hala çok seviyorsun. Çünkü nasıl ki yoksa benim senden başka kimseM… Çünkü yok, senin de benden başka kimsen
Nilay Güngör
Yaşım 22 olmuş galiba 23 ten hangi günü almaya başladıysam o günderden bir gündeyim ve saat 01:40
Annesının karnında dünyaya gelmek için savaşan küçük bir kız dışarıda ise heyecanla bekleyen babam, annem ise beni dünyaya getirmenin tuhaf duyguları ve acıları içerisindeki mutlulugu anlatamadıgı bir gün.
İşte o günle bu gün arasındaki nilay
Annemin yaşadıgı beni dünyaya getirmeye çalışmasındaki çabasını ve o anki o acılarının hepsini gögüslemiş ve hissetmiş gibi yaşayan biriyim.
Eğer mümkün olsaydı karşınıza anadan doğma çıkardım. Bu kitapta size asla bir şey kanıtlama iddiam yoktur. Elimden geldiğince size beni anlattım. Bana hak vermenizi ya da yargılamanızı istemiyorum
|